5 Ağustos 2014 Salı

Sevmeyi sevmek..

Evet, sanırırım ben seni değil, sevmeyi seviyorum. Yeri geliyor çok koruyup kollayıcı oluyorsun, beni muhteşem hissettiriyorsun ama yeri geliyor dönüp kıçını uyuyorsun. İlk kısım ne kadar ilgimi çekiyorsa, ikinci kısım o kadar beni itiyor.

Exclusivity? Evet, onu istiyorum bazen ama her zaman değil. Sana seni sevdiğimi söylemek istedim defalarca ve söylememek için kendimi çok tuttum. Seni korkutup kaçırmak istemedim. *Ki zaten bunları seninle dün konuştuk.* Bana yatakta defalarca seni seviyorum diye fısıldadın, öptün, kokladın.. Sonra da dönüp uyudun.
*Eh bir kadın daha ne ister?*
*Kabul ediyorum sorunluyum..*

Bir erkekten isteyebileceğim her şeye sahipsin. Müzik zevkinden tut yemek zevkine, tatil zevkine.. Yatakta açık ara muhteşemsin. Tek bir sorunun var ki o da çok normal, ilişki istemiyorsun çünkü daha düzenli bir hayatın yok ve eğer uzak bir ülkeye veya şehre gidersen kırık bir kalp bırakmaktan korkuyorsun.

Sorun bende. Her başladığım ilişkide bunu yaşıyorum. Başta fazla heyecanlanıp duygularımı delicesine yaşıyorum ve sonra bütün o büyü bozuluyor. Her şey yıkılıyor. Minik şeyler batmaya başlıyor, ilişkinin içinde kendimi yalnız hissetmeye başlıyorum.

22 Temmuz 2014 Salı

Klişe

Bir klişeye girsem benden tiksinir misin?

Seni seviyorum ve ne olduğumuzu bilmiyorum. Sana seni seviyorum diye haykırabilmek istiyorum. Tek bildiğim bu. Hani zaten iki sevgiliden farkımız yok. Yemek yapıyor, duş alıyor, sarılıp uyuyor, saatlerce deliler gibi sevişiyoruz.

Türk kızı klişelerine girip, ama ilişkimizin bir ismi yok, bir adı olsun, sevgilim ol gibi şeyler demek ve seni sıkıştırıp aramızdaki şeyi bozmak veya yok etmek istemiyorum. Sadece kafam fazla karışık.

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Evet doğrudur, kabul ediyorum..

Doğrudur; insanlara çok kolay güveniyorum. Her seferinde bir daha kimseye güvenmeyeceğim diyorum ama olmuyor. Güvenmeye ihtiyacım var, güvenebileceğim birine. Günün sonunda başımı göğsüne yaslayıp nedensiz yere ağladığımda saçlarımı okşayıp, "Hey! Nefes al!" diyecek ve alnımdan öpecek birine.

Doğrudur; bir şey hissettiğim insanlara hemen açılmak istiyorum. Kalbim bu heyecanı kaldırmıyor ve insanları -özellikle de çok değer verdiklerimi- bu yüzden kaçırıp kaybediyorum. İçimde çok büyük bir sevgi var ve verilmeyi bekliyor ancak sevebileceğim birini bulduğumda yerimde duramıyorum. Mideme kramplar giriyor, yemek yiyemiyorum, evin içinde sağa sola yürüyüp duruyorum, köpeklerimi mıncıklıyorum... Olumsuz da cevap alsam en azından cevapsız kalmaktan daha iyi oluyor, ama evet, sanırım bu yüzden hayatta hiçbir zaman düzgün bir ilişki yaşayamayacağım.

Doğrudur; çok fazla sağlık sorunum var. Bunlarla kendi başıma idare etsem de arada desteğe ihtiyacım olabiliyor -acıyan gözlerle bakılmaya veya az sonra ölecekmişim gibi davranılmasına değil- ve eğer size sorunlarımdan bahsettiysem bu kendimi acındırmak için değil, sizi zor anımda müdahale edebilecek kadar güvenilir gördüğümdendir.

Doğrudur; kalbimi çok kolay kaptırıyorum, çünkü sevmeyi ve sevilmeyi seviyorum. Ancak bir şeyi karıştırmamak gerekiyor, eğer birini sevdiğimi söylüyorsam o kişiye illa ki güvendiğim anlamına gelmez. Hem sevmeyi hem de güvenmeyi çok istiyor olsam da bu iki özelliği aynı kişide bulmaz neredeyse imkansız oluyor ve artık umudumu neredeyse yitirdim denebilir.

Doğrudur; hayatta bir kez gerçekten aşık oldum ve o insanı kaybettim. Çok canım yandı ve asla eskisi gibi olamam dedim kendime. Bir daha o hissi yakaladığımda asla güvenmeyeceğim karşımdakine çünkü o kişiye olan hislerim, olaylara olan objektifliğimi etkiliyor. Normalde affedilmeyecek şeyleri affedip, yapılmayacak şeyler yapabiliyorum. Bir daha o kadar aptal olmak istemiyorum..

Aşkın Ömrü 3 Yıldır

Telefon mesajları işkencenin en saf halidir.
Bir gün cevap gelmezse bunun stratejik olduğunu düşünürsünüz.
İki gün gelmezse üzülürsünüz.
Üç gün gelmezse aşık olursunuz.

P.S. I Love You

Birini sevdiğiniz zaman ne yaparsınız hislerinizle?

20 yaşıma geldim ve bu sorunun cevabını hala bilmiyorum. Hiçbir zaman da öğrenemeyeceğim sanırım. Birinden hoşlanmaktan bahsetmiyorum, birini sevmekten bahsediyorum, karışıklık olmasın. Sevdiğiniz zaman ne yaparsınız?

Gidip "Hey ben seni seviyorum, birbirimiz için yaratılmışız gibi hissediyorum. Kokun, gözlerin, gülüşün, beni sürekli şaşırtabilişin; inatçılığın, dik başlılığın, dominantlığın, sertliğin.. Her şeyinle seviyorum seni ve istiyorum. Hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum" diyebilir misiniz?

HAYIR! Bu gereğinden fazla freeky! Karşınızdaki korkup kaçmasın istiyorsanız bunu yapmamanız öğretildi size yıllarca.

Aylardır konuşuyoruz -evet, arada konuşmadığımız bir durgunluk dönemi oldu- ve birbirimize karşı hislerimiz olduğu aşikar. Yoksa neden yan yanayken sevişmek dışında bir şey yapamıyor olalım? Seni kıskanıyorum ama boğmamak için elimden geleni yapıyorum. Kıskandığımı gösterebileceğim bir yerim yok hayatında ve beni kıskanmanı da istiyorum. Sevgiliniz olmayan birine gidip, hey, başkalarıyla yatmama kız, sadece senin olmamı iste diyemezsin ki. Ha, evet, ima edebilirsin. Yaptığım şey de tamamen buydu sevişirken kendimi daha fazla tutamayıp kulağına fısıldadığımda, "Senin için monogamist olurum!", peki sen ne dedin, hatırlıyor musun? Hatırlamaman normal, çünkü ignore ettin.

Dün duşa girerken sana duştan sonra yapmak istediğim bir şeyi söyledim. Ağzından inlemeyle karışık bir cümle çıktı. Kalbimin literally teklemesine neden olan bir cümle, "Seni seviyorum". Sanki duymamış gibi yaptım, çünkü eğer duymuş olsaydım evin içinde çırılçıplak koşturarak çığlık atıyor olurdum sevinçten. Zaten daha birkaç saat önce exclusive bir ilişki içinde olmadığımızı hatırlatmıştın bana, bunu yapmamın doğru olmayacağını bildiğimden sustum.

Her seviştiğimizde içimden sana seni sevdiğimi haykırdım, bunu sesli de dile getirmek istediysem de sustum. İçime attım her defasında. O cümlenden cesaret bulmuş olacağım ki duşta ağzımdan yanlışlıkla "aşkım" kelimesi çıkıverdi. Sanki kelime havada asılı bir maketmiş gibi tutup geri alamak ve yutmak istedim ama çok geç olmuştu her şey için. Tepki vermedin ve devam ettin, duymadığını umdum. Taa ki aynı hatayı ağzımı tutamayarak yatakta bir kez daha yapana kadar. İşte o anda "Sıçtıııım!" diye bağırdım içimden.

Lovely bir evening geçirdik. Seviştik, uyuduk, oyun oynadın, yemek yedik, muhabbet ettik, uyukladık.. Her zamankinden farklı olmadı hiçbir şey. Ya da ben öyle zannediyordum. Taa ki bu sabaha kadar..

Sabah erken işe gideceğin ve kıyafetlerin evde olduğu için akşam geç saatte çıktın evden. Eve gidince mesaj at dedim ama görmedin. Sabah mesaj attın günaydın diye. Görmem öğle saatlerini buldu. Birkaç mesaj daha atmıştın o saate kadar. En son da akşam geç çıktığın için kusura bakma demiştin. Halbuki bana kalsa hiç gitmemeni tercih ederdim, sana sarılıp uyumayı özledim çünkü.. Önemli değil dedim. Ardından dünyamı başıma yıkan lafların geldi..

"Sen bişey bişey yaparım fln dedin duş çıkışı"
"Ben de 'işte bundan dolayı seviyorum' diyecektim"
"Çat diye seni seviyorum çıktı :)"
"Yani öyle pat diye bombayı patlatmak değildi maksadım"